6 Haziran 2019’da dördüncüsü düzenlenen Dijital Havacılık Konferansı’nda (DAC), havacılık endüstrisi ve dijital ekonominin yanı sıra siyaset ve bilimden 300’den fazla temsilci bir araya geldi. Dijital teknolojilerin havacılıkta kullanım olanakları tartışıldı. DAC’ın açılış konuşmasını Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR) Havacılık Araştırma ve Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Rolf Henke yaptı.
Henke, “Bugün, 30 yıl veya daha uzun bir süre sonra uçmaya devam edecek olan uçağı araştırıyor ve geliştiriyoruz. Bu, geliştirme, üretim ve operasyonda yeni dijital süreçler gerektiriyor” diye vurguluyor. “Motordan gövdeye kadar uçaktaki her bir sistemden ve uçak hakkında, her şeyden önce işletimi ve bakımı hakkında çok büyük miktarda veri var. Akıllıca işlenmesi gereken karmaşık ve heterojen veri setleri var. bağlantılı. Bu, gelecek neslin ve ondan sonraki neslin uçakları için daha da geçerli – vizyonumuz Sıfır Emisyonlu Uçak. Havacılığın geleceği dijital ve öncüsü bilim.”
Bugün verinin yanı sıra bilgisayar teknolojisi de yıllar önce hayal bile edilemeyecek bir performans düzeyiyle karşımıza çıkıyor. Uçak tasarımı bilgisayarda gerçekleştirilmekle kalmaz, aynı zamanda ürün test edilebilir ve sertifikalandırılabilir – analiz yoluyla sertifikalandırma. Bu, maliyetleri düşürür, geliştirme döngülerini kısaltır ve iyileştirir ve yeni teknolojileri değerlendirir. Dijital zincirin sonunda sanal ürün bulunur. Bu süreçler, genel sistem anlayışı ile el ele gider – sözde sistem yeteneği. Aerodinamik ve aeroelastisite, uçuş rehberliği ve uçuş sistemi teknolojisinden akış teknolojisine, malzeme bilimi ve işletme yönetimine kadar tüm alt alanların dikkate alınması.
Günün sonunda 2019 Havacılık İnovasyon Ödülü (IDL) sahiplerini buldu. Alman havacılığındaki en yenilikçi ve en iyi teknolojik dört konsept, “Uçmayı Yeniden Düşünmek”, “Emisyon azaltma”, “Akıllı Fabrika” ve “Çapraz İnovasyon” kategorilerinde ödüllendirildi. IDL, havacılık ve dijitalleşme arasındaki köprünün yanı sıra endüstri, politika ve bilim arasında yenilik alışverişi için bir platformdur.
Henke, “Bugün, 30 yıl veya daha uzun bir süre sonra uçmaya devam edecek olan uçağı araştırıyor ve geliştiriyoruz. Bu, geliştirme, üretim ve operasyonda yeni dijital süreçler gerektiriyor” diye vurguluyor. “Motordan gövdeye kadar uçaktaki her bir sistemden ve uçak hakkında, her şeyden önce işletimi ve bakımı hakkında çok büyük miktarda veri var. Akıllıca işlenmesi gereken karmaşık ve heterojen veri setleri var. bağlantılı. Bu, gelecek neslin ve ondan sonraki neslin uçakları için daha da geçerli – vizyonumuz Sıfır Emisyonlu Uçak. Havacılığın geleceği dijital ve öncüsü bilim.”
Bugün verinin yanı sıra bilgisayar teknolojisi de yıllar önce hayal bile edilemeyecek bir performans düzeyiyle karşımıza çıkıyor. Uçak tasarımı bilgisayarda gerçekleştirilmekle kalmaz, aynı zamanda ürün test edilebilir ve sertifikalandırılabilir – analiz yoluyla sertifikalandırma. Bu, maliyetleri düşürür, geliştirme döngülerini kısaltır ve iyileştirir ve yeni teknolojileri değerlendirir. Dijital zincirin sonunda sanal ürün bulunur. Bu süreçler, genel sistem anlayışı ile el ele gider – sözde sistem yeteneği. Aerodinamik ve aeroelastisite, uçuş rehberliği ve uçuş sistemi teknolojisinden akış teknolojisine, malzeme bilimi ve işletme yönetimine kadar tüm alt alanların dikkate alınması.
Günün sonunda 2019 Havacılık İnovasyon Ödülü (IDL) sahiplerini buldu. Alman havacılığındaki en yenilikçi ve en iyi teknolojik dört konsept, “Uçmayı Yeniden Düşünmek”, “Emisyon azaltma”, “Akıllı Fabrika” ve “Çapraz İnovasyon” kategorilerinde ödüllendirildi. IDL, havacılık ve dijitalleşme arasındaki köprünün yanı sıra endüstri, politika ve bilim arasında yenilik alışverişi için bir platformdur.