Bir balya ot kaç kilodur ?

Bengu

New member
Bir Balya Otun Kilosu: Aşk, Çalışkanlık ve Farklı Bakış Açılarının Hikayesi

Hayat, bazen minik bir soru ile çok büyük anlamlar taşır. Geçenlerde bir arkadaşım bana bir soru sordu: "Bir balya ot kaç kilodur?" Sadece basit bir soru gibi görünse de, içinde yıllarca süren bir mücadele, ailevi ilişkiler ve bazen de hayatta her şeyin ne kadar farklı algılanabileceğine dair bir anlam barındırıyordu. O an, aslında çok daha derin bir şeyi anlatabileceğimi fark ettim. Bugün size, bu soruyu ve etrafında gelişen bir hikâyeyi anlatacağım. Umarım hep birlikte bu hikâyeye dokunur ve yorumlarınızla fikirlerinizi paylaşarak hikâyenin etkisini büyütürsünüz.

Hikâye Başlasın: İki Farklı Bakış Açısı

Zeynep, bir köyde doğmuş büyümüş, doğayla iç içe bir kadındı. Çalışkan ve azimlidir; tarlada, bahçede, ahırda ya da evde, her işte parmağı vardır. Ama işin ilginç yanı, Zeynep'in bakış açısı tamamen farklıydı. Kocası Cemal, tarlada çalışırken her zaman çözüm odaklı, stratejik bir yaklaşım sergileyen biri olarak bilinirken, Zeynep her şeye duygusal açıdan bakardı. Cemal için işin netliği ve verimliliği önemliyken, Zeynep için ise her şeyin içindeki anlam ve ilişkiyi görmek çok daha önemliydi.

Bir gün, büyük bir hasat zamanı geldi. Herkesin heyecanla beklediği o an… Güneş, henüz doğmuş, toprakta oluşan sabah çiyi sabahın erken saatlerinde, Cemal ve Zeynep her zamanki gibi birlikte tarlada çalışıyordu. Yine bir balya ot biçme zamanıydı. Cemal, ellerini sarmış tütün kokulu iş elbiseleriyle bir yandan biçer döveri kullanarak, bir yandan da Zeynep’le konuşuyordu.

"Zeynep, bu balyaların her biri yaklaşık 15 kilo geliyor. Çok verimli bir yıl geçirdik, ama daha fazla verim almak için biraz daha doğru hesaplamalar yapmalıyız," dedi Cemal, her zamanki gibi hesap kitap yaparak.

Zeynep ise biraz daha durup, düşündü. "15 kilo mu? Cemal, bence bir balya otun kilosu tam olarak hesaplanamaz. Çünkü her balyanın içinde bir hikâye var, her ot kendi enerjisini taşıyor. Mesela şu balyadaki ot, çok yağmur aldı, çok güneş gördü. O, diğerlerinden daha ağır bir yük taşıyor…"

Cemal gülümsedi. "Sana göre her şeyin bir duygusu var, ama bu işin duygusu hesapla olur. Hem bak, bu yılki toplam verim 15 ton, geçen yıl bu kadar bile yoktu. Hedefe odaklanmalıyız."

Zeynep, bir süre sessiz kaldı. Cemal’in bakış açısını anlamıyor değildi, ama ona göre her şeyin ruhu vardı. O ruhu hissedebilmeli, ona dokunmalıydı. Oysa Cemal, çözüme ulaşmak için hesap yapmayı, planlar kurmayı seviyor, her şeyin rasyonel olmasını istiyordu.

Farklı Yaklaşımlar, Aynı Hedef: Dengeyi Bulmak

Cemal, tarlada çalışırken hemen her şeyi hesaplar, analiz ederdi. "Bir balya ot, 15 kilogram, bu kadar olur," diyerek, her şeyin sayılabilir ve ölçülebilir olmasını savunuyordu. Yine de, ne kadar plan yaparsa yapsın, o gün tarlada Zeynep’in söylediği şeyler hep aklında kalıyordu. Çünkü Cemal, Zeynep’in bakış açısının da doğru olduğunu hissediyordu, bir yerde…

Bir hafta sonra, balyalar toplandı, tarlada nehir gibi akan güneşin altında herkes yorulmuştu. Zeynep, bir balyanın üzerine oturdu ve gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. "Biliyorsun Cemal, her balyanın bir öyküsü var. Her yıl farklıdır. Bu sene otlar da farklıydı, belki biraz daha hafif, belki biraz daha ağır... Ama hepsi bir bütün. Her biri, kendi işini yaparak birbirine katıyor."

Cemal, Zeynep’in gözlerinde bir huzur, bir anlam gördü. İşte tam o anda, Zeynep’in ne demek istediğini tam olarak anladı. Bazen sadece hesap yapmak yetmezdi. Bazen hissetmek, anlamak ve bütünün değerini görmek de gerekirdi.

Zeynep’in bakış açısında, işin sadece sonucu değil, süreci de vardı. O an, Cemal, Zeynep’le bir bağ kurdu. İşin hem hesaplamalarla, hem de duygusallıkla harmanlanması gerektiğini fark etti. Bu, sadece bir iş değil, aynı zamanda bir ilişkidi. Birlikte yapılan her iş, bir araya getirilen her balya, bir hikâyenin parçasıydı.

Sonsuz Soru: Bir Balya Ot Ne Kadar Ağırsız Olabilir?

Zeynep ve Cemal’in hikâyesi, hayatın küçük ama derin sorularına nasıl farklı açılardan yaklaşabileceğimizi gösteriyor. Bir balya otun kilosu sorusu aslında, içinde hem stratejik bir çözüm, hem de empatik bir yaklaşım barındırıyor. Bir yanda Cemal’in hesaplamalarla ilerleyen çözüm odaklı yaklaşımı, diğer yanda Zeynep’in duygusal, içsel bakış açısı vardı. Ve aslında her ikisi de doğruydu.

Bu noktada, size bir soru bırakıyorum: Bir balya otun kilosu gerçekten sadece 15 kilo mudur, yoksa her birinin içinde bir ağırlık, bir hikâye, bir anlam var mıdır? Cemal’in bakış açısına mı, yoksa Zeynep’in bakış açısına mı daha yakınsınız?

Hikâye, çok basit bir soru ile başlasa da, içinde çok büyük anlamlar barındırıyor. Kendi hayata bakış açınızı biraz daha derinleştirip sorgulamaya ne dersiniz?
 
Üst