Çalım satmak bir deyim midir ?

Bengu

New member
“Çalım Satmak” Bir Deyim midir? Hikâyenin İçinden Gelen Bir Yanıt

Sevgili forumdaşlar,

Bazen bir kelime ya da deyim üzerine konuşmak, sadece dil bilgisi yapısıyla sınırlı kalmaz. O kelime, hayatın ta kendisine açılan bir kapı olur. Bugün sizlerle paylaşmak istediğim hikâye de tam böyle bir şey. Çocukluk yıllarımda köy meydanında başlayan ve yıllar sonra şehirde farklı biçimlerde önüme çıkan “çalım satmak” deyimini, bir hikâyenin kalbinden geçirerek anlatmak istiyorum. Belki sonunda siz de kendi yorumunuzu eklemek istersiniz.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Köy Meydanında Bir Futbol Maçı

Benim çocukluğumda köyümüzün en büyük eğlencesi akşamüstü yapılan futbol maçlarıydı. Top çoğu zaman yamalı, saha ise toz toprak içindeydi ama bizim için Camp Nou’dan farkı yoktu. İşte o günlerden birinde, mahallemizin en becerikli çocuğu olan Arif, rakibini bir çalımla geçince topu sürüp bize bağırdı:

“Gördünüz mü, çalımı nasıl sattım!”

O anda çocuk aklımla “çalım satmak” deyimi kulağıma biraz tuhaf gelmişti. Satmak neydi? Para mı alıyordu? Yoksa bir pazarlık mı vardı? Ama herkesin gözleri parlamış, Arif’i kahraman ilan etmişti bile.

---

Karakterler: Strateji ve Empati Çatışması

Arif’in yanındaki en yakın arkadaşı Murat, tipik bir strateji insanıydı. Erkeklerin dünyasında sık gördüğümüz o çözüm odaklı tavrı çocuk yaşında bile taşıyordu. Ona göre çalım satmak, tamamen bir taktik işiydi: Rakibin dengesini bozmak, topu korumak, maçı kazanmak.

“Arkadaşlar,” derdi, “çalım satmak golün yarısıdır!”

Öte yandan sahadaki tek kız oyuncumuz Elif, bambaşka bir açıdan bakardı. O, çalımları sadece bir oyun hilesi değil, karşıdakine verilen bir mesaj olarak görürdü. Ona göre çalım satmak bazen kırıcı olabilirdi:

“Tamam güzel geçtin ama niye o kadar gösteriş yaptın ki? O da bizim arkadaşımız sonuçta,” diye itiraz ederdi.

Arif gülüp geçerdi ama Elif’in dediği, köy meydanında çoğu çocuğun yüreğinde iz bırakırdı. Çünkü haklıydı: Çalım satmak bazen incitirdi.

---

Zamanın Akışı: Çalımdan Deyime

Yıllar geçti. Biz büyüdük, şehirlerde okuduk, farklı işlere girdik. O eski futbol topunun yerini bilgisayar ekranları, dosyalar ve ofis odaları aldı. Ama “çalım satmak” deyimi hiç peşimizi bırakmadı.

- İş yerinde bir arkadaş, raporunu başkasının fikri gibi sununca “Bak bak, çalımı sattı!” dedik.

- Aile toplantısında amca, eski bir hikâyeyi süsleyerek anlattığında teyzem mırıldandı: “Çalım satıyor işte, aldanma.”

- Üniversitede bir arkadaşımız, sevgilisiyle tartışmada zekice bir kelime oyunu yapınca “helal olsun, tam çalım sattı” diye kahkahalar attık.

Artık anlıyordum: Çalım satmak, sadece futbolda değil, hayatta da bir taktikti. Bazen zekânın parıltısı, bazen de egonun gölgesi.

---

Deyim mi, Yoksa Yaşamın Kendisi mi?

Dil açısından baktığımızda “çalım satmak” elbette bir deyimdir. Türk Dil Kurumu’nda bile “birini yanıltmak, üstünlük göstermek, böbürlenmek” gibi anlamlarla geçer. Ama bana sorarsanız bu sadece gramer kitabının cevabı. Asıl mesele, o deyimin bizde uyandırdığı histir.

- Erkeklerin stratejik bakışıyla: Çalım satmak, başarıya giden yolda zekice bir hamledir.

- Kadınların empatik yaklaşımıyla: Çalım satmak, karşıdakinin kalbini kırma ihtimali taşıyan bir gösteriştir.

İkisi birleşince ortaya gerçek hayat çıkar: Bir yandan takdir ederiz, bir yandan da içten içe kırılırız.

---

Beklenmedik Benzeşimler: Futbol, Siyaset, Aşk

- Futbol: Çalım satmak, taraftarı coşturur, rakibi çileden çıkarır. Bir anın büyüsüdür.

- Siyaset: Liderler bazen konuşmalarında karşı tarafa çalım satmayı severler. Alkış alır ama güven kaybettirir.

- Aşk: Sevgilisine küçük numaralarla üstünlük taslayan kişi, aslında kalplerde “gol” atmış olmaz. Çalımı satar, ama güveni tüketir.

Bu yüzden deyim hem büyüleyici hem tartışmalıdır.

---

Köy Meydanına Geri Dönüş: Duygusal Final

Geçen yıl köye döndüğümde eski futbol sahasına gittim. Meydan artık betonla kaplanmış, çocuklar telefonlarıyla oyun oynuyordu. Ama zihnimde hâlâ Arif’in “Çalımı nasıl sattım!” diye bağırışı yankılanıyordu.

O an anladım: Çalım satmak sadece bir oyun terimi değil, hayatın içindeki küçük gurur anlarını anlatan bir hikâyeydi. Hepimiz bir yerde çalım satarız: işte, ilişkide, ailede. Bazen haklı çıkarız, bazen pişman oluruz. Ama en önemlisi, çalım satarken karşımızdakini unutmazsak, oyunun tadı hiç bozulmaz.

---

Forumdaşlara Sorular

- Siz hiç “çalım satmak” deyimini futboldan başka yerde kullandınız mı?

- Size karşı çalım satıldığında daha çok gurur mu duydunuz, kırıldınız mı?

- Erkeklerin stratejik, kadınların empatik yaklaşımı bu deyimde sizce nasıl yansıyor?

- Hayatınızda unutamadığınız bir “çalım satma” hikâyesi var mı?

---

Son Söz: Çalımın Bedeli

“Çalım satmak” deyimi, aslında hepimizin hayat hikâyesine dokunan bir metafor. Bir anlık üstünlük gösterisi bazen gurur verir, bazen de gönül yarası açar. İşte bu yüzden deyim olmaktan öte, yaşamın kendisidir. Şimdi söz sizde sevgili forumdaşlar: Kendi çalım anılarınızı paylaşın, birlikte bu hikâyeyi büyütelim. Çünkü bazen bir deyim değil, bir hayat dersi satılır bize.
 
Üst