Irem
New member
Eylül Ne Demek? Bir Kelime, Bir Mevsim, Bir Yaşam Felsefesi!
Eylül... Hani, her yılın sonbaharını beklediğimiz o muazzam ay var ya, işte ondan bahsediyorum. Tertemiz havası, biraz serin biraz güneşli, hafif melankolik ama bir o kadar da umut dolu. Ama bir de şu var: Eylül kelimesi neden böyle tatlı ve bir o kadar da derin? İşin garibi, Eylül’ün etimolojisi, aslında biraz daha karmaşık ve kışkırtıcı bir hikayeye sahip. Şimdi, gelin hep birlikte bu mevsimi bir kelimenin peşinden sürükleyelim ve sonbahar rüzgarlarının nerelere savurduğunu görelim!
Eylül’ün Etimolojik Serüveni: Yunan'dan Türkçeye...
Eylül kelimesinin kökeni biraz eski, biraz da tarih kokuyor. Aslında, "Eylül" adı, Latince "September" kelimesinden türetilmiş. September, "septem" yani "yedi" anlamına gelir, çünkü Roma takvimine göre, Eylül ayı yılın yedinci ayıydı. Ama tabii ki zamanla takvim değişti, Eylül sonbahara yerleşti, ve biz de onu şimdiki yerinde 9. ay olarak kabul ettik.
Ama bir de başka bir ihtimal var: Eylül’ün kelime kökeni, Yunan mitolojisinde yer alan "Hera" adlı tanrıçanın kutlamalarıyla ilişkili olabileceği söyleniyor. O zamanlar "Hera", evliliğin ve doğurganlığın tanrıçasıydı ve o kutlamaların zamanlaması Eylül’e denk geliyordu. Peki bu bilgilere ne dersiniz? Bir kelimenin kökeni, dönemin kültürel ve dini yapısına bağlı olarak şekillenebilir, değil mi?
Erkekler, Eylül'ü Stratejik Çözümlerle Sevsin!
Şimdi biraz da, bu kelimenin etrafında oluşan gerçek dünyadaki dinamiklere bakalım. Erkekler, “Eylül” kelimesine her zaman çözüm odaklı yaklaşırlar, çünkü sonbaharın başı, onlar için yeni başlangıçların habercisidir. “Eylül” dediğinizde, onlar sanki matematiksel bir denklem çözüyor gibidirler: “Okul başladı, yaz tatili bitti, kış gelene kadar harika bir iş fırsatı yakalanır!”. Hani bir yandan çoraplar, montlar dolabın dibinde saklanır, diğer yandan bu soğuk havalar yatırım yapmak için mükemmel fırsatlar yaratır! Eylül, onlara böyle bakar. Özellikle de, iş dünyasında başarıyı hedefleyen bir erkek, bu dönemde stratejik adımlar atar. Hayatınızdaki erkek, büyük ihtimalle Eylül ayı geldiğinde, "Yeni projelere başlamalıyım!" demeye başlayacak ve evin içinde iş planları, toplantılar için elinde telefonla dolaşacaktır.
Eylül’ü çözüm odaklı, planlı, projeli bir ay olarak algılayan bu yaklaşımla, kasvetli havasına rağmen umut dolu bir bakış açısına sahip olurlar. Tabii ki, “Eylül rüzgarı” dedikleri şey, iş dünyasında fırsatlar yaratmaktan başka bir anlam taşımaz!
Kadınlar, Eylül'de Empatiye Doyar!
Kadınlar için ise Eylül çok daha farklı bir meyve gibi. Eylül’ün empatik havası, onların duygu dünyalarına derinden dokunur. Bir kadın, Eylül’ü içsel bir hesaplaşma olarak yaşar, bu ayı bir dönüm noktası, bir ince ayar olarak görür. “Sonbaharın kokusu bana bir şeyler hatırlatıyor,” derken, aslında yalnızca mevsimin değişimini değil, kendi ruh halindeki dönüşümü de ifade etmeye çalışır. Bir kadının Eylül'e olan bakışı, bir insanın duygusal ihtiyacı ile doğanın değişimi arasındaki bağ kurmak gibidir.
Bence kadınlar, Eylül’de hem hava koşullarına hem de insanların ruh hallerine son derece duyarlıdır. Herkes iş yerinde bunalırken, o sizinle sıcak bir çay içmek için buluşmaya ikna etmeye çalışacaktır. “Eylül geliyor, sen de biraz içine dönmelisin” diyen kadınlar, bir anda dostluklarının derinliklerine inmeyi ve hem kendi hem de çevresindeki herkesin duygusal dengesini yeniden kurmayı hedefler. Eylül’de giyilen hırkalar, giysi dolaplarının arasındaki melankolinin ta kendisidir.
Sonbahar: Bir Kadın ve Bir Erkeğin Çatışması mı?
Şimdi, biraz eğlenceli bir soruya ne dersiniz? Kadınlar ve erkekler Eylül’ü aynı şekilde mi yaşar? Yoksa bir çatışma var mı? Erkekler, Eylül’ü “iş ve başarı zamanı” olarak kodlarken, kadınlar “duygusal derinliklere” inmek için fırsat bilirler. Bu ikisinin kesişim noktasında bir zıtlık olsa da, Eylül’ün verdiği his aynı: hayatın bir döngü olduğunu hatırlatmak!
Mesela, bir kadın Eylül'de gözleriyle “ben seni anlıyorum” derken, bir erkek “Evet, ama bu fırsatı kaçırmamalıyım!” der. Ama işin güzelliği şu: Eylül, tam da bu zıtlıkları seviyor. Erkeklerin stratejik düşünme halleriyle kadınların empati kurma yetenekleri, birlikte bu dönemi atlatmanın en güzel yolları. Eylül rüzgarı hem kişisel hem profesyonel açıdan yeni başlangıçlar için harika bir fırsat sunar.
Eylül: Bize Ne Söylüyor?
Peki, Eylül ayının bize mesajı ne? Herkes farklı bir şekilde alır. Erkekler yeni fırsatlar için "yola koyulma" isteğiyle, kadınlar ise içsel bir huzuru ve dengeyi kurma isteğiyle yaklaşır. Ama son tahlilde, Eylül her iki taraf için de dönüşüm zamanıdır. Kendi iç yolculuklarımızı başlatmak, bu dönüşümün farkında olmak, belki de geçmişin yüklerinden kurtulmak için harika bir fırsat!
Sizler Eylül’ü Nasıl Yaşıyorsunuz?
Peki forumdaşlarım, siz Eylül’ü nasıl yaşıyorsunuz? Erkekler, iş stratejilerinizi belirlemek için mi bu ayı bekliyorsunuz? Kadınlar, duygusal dengeyi bulmak için mi Eylül’ün esintisini yakalıyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum, çünkü hepimiz bu mevsimde farklı bakış açılarıyla aynı havayı soluyoruz!
Eylül... Hani, her yılın sonbaharını beklediğimiz o muazzam ay var ya, işte ondan bahsediyorum. Tertemiz havası, biraz serin biraz güneşli, hafif melankolik ama bir o kadar da umut dolu. Ama bir de şu var: Eylül kelimesi neden böyle tatlı ve bir o kadar da derin? İşin garibi, Eylül’ün etimolojisi, aslında biraz daha karmaşık ve kışkırtıcı bir hikayeye sahip. Şimdi, gelin hep birlikte bu mevsimi bir kelimenin peşinden sürükleyelim ve sonbahar rüzgarlarının nerelere savurduğunu görelim!
Eylül’ün Etimolojik Serüveni: Yunan'dan Türkçeye...
Eylül kelimesinin kökeni biraz eski, biraz da tarih kokuyor. Aslında, "Eylül" adı, Latince "September" kelimesinden türetilmiş. September, "septem" yani "yedi" anlamına gelir, çünkü Roma takvimine göre, Eylül ayı yılın yedinci ayıydı. Ama tabii ki zamanla takvim değişti, Eylül sonbahara yerleşti, ve biz de onu şimdiki yerinde 9. ay olarak kabul ettik.
Ama bir de başka bir ihtimal var: Eylül’ün kelime kökeni, Yunan mitolojisinde yer alan "Hera" adlı tanrıçanın kutlamalarıyla ilişkili olabileceği söyleniyor. O zamanlar "Hera", evliliğin ve doğurganlığın tanrıçasıydı ve o kutlamaların zamanlaması Eylül’e denk geliyordu. Peki bu bilgilere ne dersiniz? Bir kelimenin kökeni, dönemin kültürel ve dini yapısına bağlı olarak şekillenebilir, değil mi?
Erkekler, Eylül'ü Stratejik Çözümlerle Sevsin!
Şimdi biraz da, bu kelimenin etrafında oluşan gerçek dünyadaki dinamiklere bakalım. Erkekler, “Eylül” kelimesine her zaman çözüm odaklı yaklaşırlar, çünkü sonbaharın başı, onlar için yeni başlangıçların habercisidir. “Eylül” dediğinizde, onlar sanki matematiksel bir denklem çözüyor gibidirler: “Okul başladı, yaz tatili bitti, kış gelene kadar harika bir iş fırsatı yakalanır!”. Hani bir yandan çoraplar, montlar dolabın dibinde saklanır, diğer yandan bu soğuk havalar yatırım yapmak için mükemmel fırsatlar yaratır! Eylül, onlara böyle bakar. Özellikle de, iş dünyasında başarıyı hedefleyen bir erkek, bu dönemde stratejik adımlar atar. Hayatınızdaki erkek, büyük ihtimalle Eylül ayı geldiğinde, "Yeni projelere başlamalıyım!" demeye başlayacak ve evin içinde iş planları, toplantılar için elinde telefonla dolaşacaktır.
Eylül’ü çözüm odaklı, planlı, projeli bir ay olarak algılayan bu yaklaşımla, kasvetli havasına rağmen umut dolu bir bakış açısına sahip olurlar. Tabii ki, “Eylül rüzgarı” dedikleri şey, iş dünyasında fırsatlar yaratmaktan başka bir anlam taşımaz!
Kadınlar, Eylül'de Empatiye Doyar!
Kadınlar için ise Eylül çok daha farklı bir meyve gibi. Eylül’ün empatik havası, onların duygu dünyalarına derinden dokunur. Bir kadın, Eylül’ü içsel bir hesaplaşma olarak yaşar, bu ayı bir dönüm noktası, bir ince ayar olarak görür. “Sonbaharın kokusu bana bir şeyler hatırlatıyor,” derken, aslında yalnızca mevsimin değişimini değil, kendi ruh halindeki dönüşümü de ifade etmeye çalışır. Bir kadının Eylül'e olan bakışı, bir insanın duygusal ihtiyacı ile doğanın değişimi arasındaki bağ kurmak gibidir.
Bence kadınlar, Eylül’de hem hava koşullarına hem de insanların ruh hallerine son derece duyarlıdır. Herkes iş yerinde bunalırken, o sizinle sıcak bir çay içmek için buluşmaya ikna etmeye çalışacaktır. “Eylül geliyor, sen de biraz içine dönmelisin” diyen kadınlar, bir anda dostluklarının derinliklerine inmeyi ve hem kendi hem de çevresindeki herkesin duygusal dengesini yeniden kurmayı hedefler. Eylül’de giyilen hırkalar, giysi dolaplarının arasındaki melankolinin ta kendisidir.
Sonbahar: Bir Kadın ve Bir Erkeğin Çatışması mı?
Şimdi, biraz eğlenceli bir soruya ne dersiniz? Kadınlar ve erkekler Eylül’ü aynı şekilde mi yaşar? Yoksa bir çatışma var mı? Erkekler, Eylül’ü “iş ve başarı zamanı” olarak kodlarken, kadınlar “duygusal derinliklere” inmek için fırsat bilirler. Bu ikisinin kesişim noktasında bir zıtlık olsa da, Eylül’ün verdiği his aynı: hayatın bir döngü olduğunu hatırlatmak!
Mesela, bir kadın Eylül'de gözleriyle “ben seni anlıyorum” derken, bir erkek “Evet, ama bu fırsatı kaçırmamalıyım!” der. Ama işin güzelliği şu: Eylül, tam da bu zıtlıkları seviyor. Erkeklerin stratejik düşünme halleriyle kadınların empati kurma yetenekleri, birlikte bu dönemi atlatmanın en güzel yolları. Eylül rüzgarı hem kişisel hem profesyonel açıdan yeni başlangıçlar için harika bir fırsat sunar.
Eylül: Bize Ne Söylüyor?
Peki, Eylül ayının bize mesajı ne? Herkes farklı bir şekilde alır. Erkekler yeni fırsatlar için "yola koyulma" isteğiyle, kadınlar ise içsel bir huzuru ve dengeyi kurma isteğiyle yaklaşır. Ama son tahlilde, Eylül her iki taraf için de dönüşüm zamanıdır. Kendi iç yolculuklarımızı başlatmak, bu dönüşümün farkında olmak, belki de geçmişin yüklerinden kurtulmak için harika bir fırsat!
Sizler Eylül’ü Nasıl Yaşıyorsunuz?
Peki forumdaşlarım, siz Eylül’ü nasıl yaşıyorsunuz? Erkekler, iş stratejilerinizi belirlemek için mi bu ayı bekliyorsunuz? Kadınlar, duygusal dengeyi bulmak için mi Eylül’ün esintisini yakalıyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum, çünkü hepimiz bu mevsimde farklı bakış açılarıyla aynı havayı soluyoruz!