Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz atasözü mü deyim mi ?

Erdemitlee

Global Mod
Global Mod
Herkes Kaşık Yapar Ama Sapını Yapamaz: Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Bağlamında Bir Analiz

Giriş: Atasözlerinin Derinliklerine İniyoruz

Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz, Türk kültüründe sıkça kullanılan, halk arasında pek de sık sorgulanan bir atasözüdür. İlk bakışta basit bir mecaz gibi görünse de, toplumsal yapıları, sınıf farklılıklarını, cinsiyet rollerini ve hatta ırkçı yapıları anlamamızda önemli bir pencere açabilir. Bu atasözü, insanların büyük hedeflere odaklanma eğiliminde olduklarını ancak küçük, ama aslında çok önemli olan detayları göz ardı ettiklerini vurgular. Ama gerçekten de "sapı" yapamayan herkes midir? Bu atasözü, bireylerin yetenek ve gücünün, toplumsal yapıların baskısı altında nasıl şekillendiğini de sorgulamamıza olanak tanır.

Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörler, bireylerin "sap" yapabilme yeteneklerini, yani toplumda gerçek gücü ve fırsatları elde etme yollarını etkiler. Kadınlar, erkekler, farklı etnik kökenlere sahip bireyler ve sınıfsal olarak daha düşük seviyelerde olanlar, “sapı yapamamak” durumuyla daha sık karşı karşıya kalırlar. Bu yazıda, bu atasözünü toplumsal bağlamda ele alacağız ve kadınların, erkeklerin, ırkçı yapılarla karşılaşanların ve sınıf farklarıyla mücadele edenlerin nasıl farklı şekilde bu durumu deneyimlediklerini keşfedeceğiz.

Bölüm 1: Toplumsal Cinsiyetin Kaşık ve Sap Üzerindeki Etkisi

Kadınlar, tarihsel olarak “sap yapamayanlar” kategorisinde sıklıkla yer almışlardır. Birçok kültürde kadınlar, dışarıdaki büyük işlere odaklanmanın yerine, iç mekanda yapılan daha küçük işlerle sınırlandırılmışlardır. Bu durum, “kaşık yapma” kısmı gibi görünse de, aslında toplumsal yapılar, kadınların "sapını yapamamasına" yol açar. Örneğin, kadınlar, çalışmak, para kazanmak ve karar alma süreçlerinde daha az yer almak gibi çeşitli engellerle karşılaşmışlardır. Kadınların iş gücüne katılımı arttıkça, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlansa da, hala aynı eşitlik seviyesine ulaşabilmiş değiliz. Çalışma hayatında, kadınlar genellikle düşük maaşlı, düşük prestijli işlerde çalışmaya zorlanır.

Kadınların "sap yapamaması" aynı zamanda toplumsal normlara da dayanır. Aile içindeki sorumluluklar, bakım işleri ve toplumsal sorumluluklar kadınları genellikle “büyük hedeflerden” uzaklaştırır. Kadınlar genellikle, kadınsı işlerin (bakım, temizlik, yemek yapma) “sap” olmasına izin verilen rollerle sınırlandırılmıştır. Hedefler daha çok, onları evin içinde tutmaya yönelik olarak şekillenir. Kadınların bu sınırlamaları, duygusal ve sosyal açıdan büyük bir yük oluşturan etkiler yaratır.

Kadınlar bu durumu, çoğu zaman duygusal ve toplumsal bağlamda yaşar. Bir kadının yetenekleri, sadece kendi isteklerine değil, toplumun ve ailenin ona dayattığı normlara göre şekillenir. Kadınların toplumsal cinsiyet üzerinden etkilenmiş olması, onların yaşamlarını ve başarılarını engelleyen görünmeyen “saplar” yaratır.

Bölüm 2: Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı ve "Sap"

Erkekler, genel olarak toplumsal yapılar içinde daha fazla fırsat bulurlar ve bu, "sap"ı yapabilmelerini sağlar. Erkeklerin iş dünyasında daha fazla yer alması, toplumda daha fazla karar alma hakkına sahip olmaları, toplumsal cinsiyet eşitliğindeki dengesizlikleri ortaya koyar. Ancak erkeklerin de bu sistemde sınırlamaları vardır. Bazı erkekler, örneğin düşük gelirli, eğitimde fırsat eşitsizliği yaşayan gruplardan gelen bireyler, kaşık yapabilseler de, “sapı” yapamayabilirler.

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, genellikle pragmatik bir şekilde sorunların çözülmesine dayanır. Ancak toplumsal yapılar, cinsiyet ve sınıf farklılıkları, onların çözüm üretme yeteneklerini engelleyebilir. Örneğin, bir erkek ekonomik açıdan zorlu bir hayat sürerken, yüksek gelirli ve prestijli pozisyonlarda yer almak, toplumsal ve ekonomik engeller nedeniyle daha zor olabilir. Bu, erkeklerin de “sapı” yapamamaları anlamına gelir.

Çözüm odaklı düşünme biçimi, erkeklerin toplumsal ve ekonomik engelleri aşma noktasında daha pragmatik olmalarını sağlar. Ancak bu, onların da toplumun sınıfsal yapısına karşı duyarsız oldukları anlamına gelmez. Erkekler, bazen dışarıdan bakıldığında güçlü ve başarılı gibi görünseler de, aynı zamanda toplumsal yapılar nedeniyle sınırlanmış olabilirler.

Bölüm 3: Irk, Sınıf ve "Sapı Yapamamak"

Irk ve sınıf faktörleri, bir kişinin "sapı" yapma yeteneği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu faktörler, toplumsal yapılar içinde bireylerin ilerlemelerini engelleyen, genellikle sistemik olan engeller oluşturur. Zengin ve beyaz bir birey, düşük gelirli ve siyah bir bireye kıyasla çok daha fazla fırsatla karşılaşır. Bu, toplumun sosyal ve ekonomik yapılarındaki eşitsizliklerin bir yansımasıdır.

Özellikle ırkçı yapılar, “sapı yapamayanların” çoğunluğunu oluşturur. Tarihsel olarak ırkçılıkla mücadele eden bireyler, genellikle küçük hedeflere ulaşırken bile ciddi engellerle karşılaşmışlardır. Bu engeller, eğitimden iş gücüne kadar pek çok alanda kendini gösterir. Bir kişi, “sapını” yapmak istediğinde, sadece kendi becerilerine değil, aynı zamanda toplumun ona sunduğu fırsatlara da bağlıdır. Bu noktada, sistemik ırkçılığın ve sınıfsal eşitsizliğin etkilerini göz ardı etmek mümkün değildir.

Bölüm 4: Toplumsal Yapılar ve Değişim – Ne Yapabiliriz?

Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz atasözü, toplumsal eşitsizliklerin ve fırsat eşitsizliklerinin bir yansımasıdır. Kadınlar, erkekler, farklı ırklara ve sınıflara ait bireyler, bu atasözünden farklı şekilde etkilenirler. Kadınlar, cinsiyetçi yapıların etkisiyle duygusal ve sosyal açıdan engellenirken, erkekler genellikle bu yapıların sunduğu fırsatlar üzerinden çözüm üretmeye çalışırlar. Ancak sınıf ve ırk faktörleri, tüm bu bireylerin başarıya ulaşmasını zorlaştıran önemli engellerdir.

Toplum olarak, bu yapıları değiştirmek için ne yapmalıyız? Eğitimde, iş gücünde ve sosyal hayatta fırsat eşitliği sağlanabilir mi? Cinsiyet, ırk ve sınıf farklarını aşabilmek için hangi adımları atmalıyız? Bu soruları birlikte tartışarak, daha adil bir toplum inşa edebiliriz.

Peki, sizce “sapı yapamamak” aslında toplumsal yapılarla ne kadar bağlantılı? Toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi faktörlerin bu durumu nasıl etkilediği hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bizimle paylaşın!
 
Üst