İki memur kavga ederse ne olur ?

Emir

New member
İki Memur Kavga Ederse Ne Olur? – Kültürlerin, Disiplinin ve İnsan Doğasının Kesiştiği Nokta

Bir kahve molasında başlayan tartışma, bir anda tüm kurumu ayağa kaldırabilir. Hele ki taraflar “memur” olunca iş sadece kişisel bir mesele olmaktan çıkar, kamu düzeniyle ilgilidir. Bu yazıda, iki memurun kavga etmesi durumunun sadece Türkiye’de değil, farklı kültürlerde nasıl değerlendirildiğini, toplumsal ve psikolojik yönleriyle ele alacağım. Çünkü “kavga” sadece bir fiziksel eylem değil, aynı zamanda bir kurumsal kültür testidir.

Kamu Disiplini ve İnsan Doğası Arasındaki Gerilim

Memurlar, devletin yüzüdür. Davranışları, kamu hizmetine olan güvenin bir yansımasıdır. Bu nedenle, iki memurun kavga etmesi yalnızca kişisel bir anlaşmazlık değil, aynı zamanda kamu otoritesinin ciddiyetine yönelik bir sarsıntıdır.

Ancak unutmamak gerekir ki, memurlar da insan. Psikolojik baskılar, iş yükü, adaletsizlik hissi, liyakat tartışmaları... Tüm bunlar birikince en sakin görünen kurumda bile tansiyon yükselebilir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 verilerine göre, iş yerinde stres kaynaklı çatışmaların %47’si “adalet ve saygı eksikliği” algısından doğuyor. Bu oran, kamu kurumlarında özel sektöre göre iki kat daha yüksek. Yani sorun kişisel değil, yapısal.

Türkiye’de Hukuki ve İdari Boyut

Türkiye’de iki memurun kavga etmesi, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre “disiplin suçu” kapsamına girer. Özellikle Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 125. maddesi uyarınca,

- Küçük bir tartışma “kınama” cezasıyla,

- Fiziksel müdahale ise “kademe ilerlemesinin durdurulması” ya da “devlet memurluğundan çıkarma”yla sonuçlanabilir.

Ancak burada niyet, bağlam ve tanık ifadeleri belirleyicidir. Örneğin bir memurun sadece kendini savunmak için karşılık vermesiyle, tartışmayı başlatan tarafın durumu aynı şekilde değerlendirilmez.

İşin sosyal boyutu ise daha karmaşık. Küçük bir kurumda yaşanan kavga, genellikle dedikodu ve taraflaşma yaratır. Çalışanlar “kim haklıydı?” sorusuna takılıp kalır. Oysa asıl mesele, bu durumun neden oluştuğudur: iletişim eksikliği, yönetim tarzı, veya tükenmişlik sendromu.

Doğu Kültürlerinde Kavga: Hiyerarşinin Sarsılması

Japonya, Güney Kore ve Çin gibi toplumlarda iki kamu çalışanının kavga etmesi, neredeyse “kurumsal utanç” olarak görülür. Bu ülkelerde disiplin ve saygı kültürü o kadar derindir ki, bir kavga sadece tarafları değil, tüm kurumu utandırır.

Japon kamu kurumlarında yaşanan bir tartışma, genellikle tarafların üst yönetime “özür dilekçesi” vermesiyle son bulur. The Japan Times’ın 2022 tarihli haberine göre, Osaka’da iki belediye çalışanı arasında yaşanan sözlü tartışma sonrasında, her iki taraf da 3 gün ücretsiz izne gönderilmiş ve “kamu saygısına zarar verdikleri” gerekçesiyle kınanmıştır.

Burada amaç cezalandırmak değil, kurumun onurunu korumaktır. Bu kültürlerde kavga, bireysel bir olay değil, sistemin başarısızlığı olarak görülür.

Batı Kültürlerinde Kavga: Bireysel Hak ve İfade Özgürlüğü Dengesi

Batı ülkelerinde (özellikle ABD ve Almanya’da) kavga, bireysel sorumluluk ekseni üzerinden değerlendirilir. Eğer olay iş yerinde gerçekleşmişse, kurum güvenliği devreye girer; ancak hukuki süreç kişisel düzeyde yürütülür.

ABD kamu kurumlarında “workplace conflict resolution” programları oldukça yaygındır. Harvard Business Review’a göre (2021), bu programlar sayesinde çatışmaların %65’i mahkemeye gitmeden çözülüyor. Önemli olan, çatışmayı önlemek değil, yönetebilmek.

Bu yaklaşım, Türkiye gibi daha kolektivist toplumlarla zıt bir anlayışı temsil eder. Batı’da “kavga eden iki memur” birer birey olarak değerlendirilirken, bizde “kurumun huzurunu bozan unsurlar” olarak görülür.

Afrika ve Orta Doğu Perspektifi: Topluluk ve Onur İlişkisi

Afrika’nın birçok ülkesinde, özellikle Kenya, Gana ve Nijerya gibi topluluk temelli kültürlerde, kamu görevlileri arasındaki kavga genellikle “toplumsal utanç” olarak algılanır. Burada çözüm yargıdan çok, arabuluculuk ve uzlaşma süreçleriyle sağlanır.

Birleşmiş Milletler’in “Conflict Mediation in Public Institutions” raporuna göre (2020), Afrika ülkelerinde kamu içi kavgalarda cezalandırmadan ziyade “yüz onarımı” (face restoration) esas alınır. Bu, bireyin yeniden toplumun saygısını kazanması için uygulanan bir sosyal rehabilitasyon biçimidir.

Orta Doğu’da ise onur kavramı daha belirgindir. İki memurun kavga etmesi, hem “kurumun yüzünü kara çıkarmak” hem de “devlet otoritesine saygısızlık” olarak görülebilir. Ancak bazı ülkelerde, taraflardan biri özür dileyip barış jesti yaparsa, olay hızlıca kapanır. Bu da kültürel olarak “onurun iadesi” anlayışının bir yansımasıdır.

Cinsiyet Perspektifinden Bakış: Strateji ve İlişki Merkezli Yaklaşımlar

Kamu kurumlarında çatışma yönetiminde, erkekler genellikle çözüm ve hiyerarşi odaklı davranır. Kadınlar ise ilişki ve denge temelli bir yaklaşım sergiler. Ancak bu fark, klişe değil; kültürel çeşitliliğin doğal sonucudur.

Örneğin İsveç’te yapılan bir çalışma (Lund Üniversitesi, 2022), kadın yöneticilerin kamu kurumlarında “çalışanlar arası duygusal uyumu” daha fazla önemsediğini, erkek yöneticilerin ise “iş akışının bozulmamasını” öncelikli gördüğünü ortaya koymuştur.

Bu iki tarzın dengelenmesi, kavga sonrası süreçte adalet algısını güçlendirir. Çünkü adalet, sadece “kim haklıydı?” değil, aynı zamanda “kim anlaşıldı?” sorusunu da içerir.

Kültürel Benzerlikler: Nerede Olursak Olalım, İnsan Aynı

Her kültürde, iki memurun kavgası benzer bir kaynaktan doğar: değer çatışması.

Bir taraf “saygı görmüyorum” der, diğeri “haksızlığa uğradım.”

Bu iki duygu birleştiğinde, kurallar, mevzuatlar, statüler anlamını yitirir.

Harvard Negotiation Project’in uzun vadeli çalışmaları (1980–2020), iş yerindeki çatışmaların %72’sinin “iletişimde yanlış niyet atfetme” kaynaklı olduğunu göstermiştir. Yani kavga, çoğu zaman yanlış anlama ve bastırılmış duyguların sonucudur.

Forum Tartışmasına Açık Sorular

- Sizce iki memurun kavgası, bireysel zayıflık mı yoksa kurumsal iletişim eksikliği midir?

- Farklı kültürlerde “onur” kavramı, kamu disiplinini nasıl şekillendiriyor?

- Kavga sonrası “affetme” kültürü, kurumların itibarını mı korur yoksa zedeler mi?

- Teknolojik çağda duygusal çatışmalar sanal ortama taşındığında, disiplin nasıl sağlanmalı?

Sonuç: Kültür Değişir, İnsan Değil

İki memurun kavga etmesi, sadece bir olay değil; toplumun adalet, saygı ve güç algısının aynasıdır.

Kimi ülkede bu bir utanç, kimi ülkede bireysel hak, kiminde de barışın başlangıcıdır.

Ama her yerde değişmeyen bir gerçek var: Kavga, bastırılmış bir iletişim biçimidir.

Disiplin cezaları elbette gereklidir; ancak asıl çözüm, insanın anlaşılma ihtiyacını fark etmekten geçer.

Belki de asıl soru şudur:

“İki memur kavga ettiğinde cezayı kim almalı — öfkesini kontrol edemeyen mi, yoksa onu o hale getiren sistem mi?”
 
Üst