Japon Ordusu Neden Yok ?

Bengu

New member
Japon Ordusu Neden Yok?

Japonya'nın ordusunun var olmaması, tarihsel, politik ve yasal nedenlerle şekillenmiş karmaşık bir durumdur. Bugün Japonya'nın kendi ordusuna sahip olmaması, II. Dünya Savaşı'nın sonuçları ve bu savaş sonrasında uygulanan politikaların etkisiyle açıklanabilir. Bu yazıda, Japon ordusunun yokluğunun ardındaki sebepleri inceleyecek, aynı zamanda Japonya'nın savunma gücünü nasıl sağladığını ve ordusuz bir ülke olarak nasıl varlık gösterdiğini ele alacağız.

II. Dünya Savaşı Sonrası Japonya'nın Durumu

Japonya'nın savaş sonrası durumu, 1945'teki II. Dünya Savaşı'nda aldığı mağlubiyetin ardından köklü bir şekilde değişti. Savaşın sona ermesinin ardından Japonya'nın işgaline başlayan Amerika Birleşik Devletleri, Japonya'nın askeri gücünü tamamen ortadan kaldırmayı hedefledi. Bu hedef doğrultusunda, Japonya'nın savaş yapma yeteneğini yasaklayan bir dizi düzenleme ve yasa getirildi. Bu düzenlemelerin en önemlisi, 1947 yılında kabul edilen Japonya Anayasası'dır.

Japonya Anayasası ve Barışçı Madde

Japonya'nın 1947 yılında kabul edilen anayasasında yer alan 9. Madde, Japonya'nın savaş ve savaş hazırlıklarını yasaklamaktadır. Bu madde, Japonya'nın herhangi bir askeri güç bulunduramayacağını ve savaşın bir çözüm aracı olarak kullanılmayacağını belirtir. 9. Madde şu şekilde ifade edilmiştir:

*"Ulusal toprakların savunulmasında dahil olmak üzere, savaş aracılığıyla uluslararası sorunların çözülmesine, tehdit edici askeri gücün kullanılması veya savaşla ilgili başka herhangi bir yöntem kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Bu nedenle, Japonya uluslararası anlaşmazlıklarda savaşan bir ülke olamayacaktır."*

Bu madde, Japonya'nın ordusuz bir devlet olarak varlık göstermesine olanak tanımıştır. Savaşın getirdiği yıkımın etkisiyle, Japon halkı da ordunun yeniden kurulmasını istememiş ve barışçıl bir ulus olarak kalmayı tercih etmiştir.

Japonya'nın Savunma Gücü ve Self-Defense Forces (SDF)

Japonya, resmi olarak bir orduya sahip olmamakla birlikte, kendi güvenliğini sağlamak amacıyla başka bir yapı oluşturmuştur: Self-Defense Forces (SDF), yani Japonya Öz Savunma Kuvvetleri. 1954'te kurulan bu kuvvetler, aslında bir askeri yapı olmasına rağmen, Japonya Anayasası'na uygun olarak sadece ülkenin savunmasını amaçlamaktadır. Bu kuvvetler, Japonya'nın dış tehditlere karşı koyabilmesi için düzenlenmiş ve eğitilmiştir. Ancak, SDF'nin temel amacı saldırı değil, savunma yapmaktır.

Japonya Öz Savunma Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri olmak üzere üç ana bölümden oluşur. Bu kuvvetler, diğer ülkelerin ordularından farklı olarak, Japonya'nın ulusal çıkarlarına zarar verebilecek herhangi bir dış tehdidi bertaraf etmeyi hedefler. Ancak SDF, Japonya'nın uluslararası anlaşmalarda aktif bir askeri rol üstlenmesini engelleyen yasal kısıtlamalarla sınırlandırılmıştır.

Japonya'nın Askeri Gücünü Sınırlayan Yasal ve Anayasal Kısıtlamalar

Japonya'nın askeri gücünü sınırlayan 9. Madde, ülkenin ordusuz bir yapıya sahip olmasının temel nedenidir. Ancak, 9. Madde'nin yorumu ve uygulanması, zamanla değişiklik göstermiştir. 1990'ların sonlarından itibaren Japonya, dünya güvenlik ortamındaki değişikliklere paralel olarak bazı savunma yeteneklerini artırmaya başlamıştır. Bununla birlikte, Japonya'nın resmi olarak bir orduya sahip olmaması, uluslararası politikada belirli kısıtlamalarla karşılaşmasına yol açmıştır.

Japonya'nın askeri gücünü sınırlayan diğer önemli bir faktör, ülkenin dış politikasıdır. Japonya, dünya genelinde barışı savunan ve diplomatik çözüm arayan bir politika izlemektedir. Bu durum, Japonya'nın uluslararası çatışmalara müdahil olmaması gerektiği düşüncesiyle şekillenmiştir.

Japonya'nın Güvenlik İttifakları ve Uluslararası İşbirliği

Japonya, askeri gücünü sınırlı tutmasına rağmen, güvenlik tehditleriyle başa çıkmak için uluslararası işbirliğine önem vermektedir. Japonya, 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri ile Japonya–ABD Güvenlik Anlaşmasını imzalamıştır. Bu anlaşma, Japonya'nın savunma ihtiyaçlarını karşılamak için ABD'nin Japonya'da askeri üsler bulundurmasına izin verir. Bu anlaşma, Japonya'nın güvenliğini sağlamada önemli bir rol oynamaktadır, çünkü ABD'nin askeri gücü, Japonya'nın karşılaştığı dış tehditlere karşı caydırıcı bir faktör oluşturur.

Japonya ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) barış güçlerine katkıda bulunmakta ve insani yardım operasyonları için askeri personel göndermektedir. Ancak bu faaliyetler, Japonya'nın anayasasına ve barışçıl politikasına uygun şekilde, saldırganlık amacı gütmeyen misyonlardır.

Japonya'nın Askeri Güçle İlgili Kamuoyu Duygusu

Japonya'da halkın büyük bir kısmı, 9. Madde'nin korunmasından yanadır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Japon halkı, savaşın getirdiği felaketleri unutmamış ve ordunun yeniden kurulmasının ülkeye zarar vereceği düşüncesini taşımaktadır. Ayrıca, Japonya'nın Asya'daki komşu ülkeleriyle yaşadığı tarihi gerilimler de, ordunun yeniden güçlendirilmesiyle ilgili endişeleri artırmaktadır. Bu nedenle, Japonya'da askeri güçle ilgili kamuoyu genellikle olumsuzdur ve halkın büyük bir kısmı, barışçıl dış politika ile korunmaya devam edilmesini istemektedir.

Japonya'nın Savunma Gücünü Artırma Adımları

Son yıllarda Japonya, artan bölgesel güvenlik tehditleri karşısında savunma stratejisini güçlendirmeye başlamıştır. Özellikle Çin ve Kuzey Kore'nin askeri kapasitesinin artması, Japonya'yı kendi savunma gücünü modernize etmeye zorlamıştır. Japonya, ABD ile olan ittifakını güçlendirmenin yanı sıra, kendi savunma bütçesini artırarak daha gelişmiş savunma sistemlerine yatırım yapmıştır.

Ancak, bu savunma artırımları, Japonya'nın anayasasında yer alan 9. Madde'ye aykırı bir durum oluşturmaz. Japonya, savunma kapasitesini artırmaya devam ederken, askeri saldırganlık faaliyetlerinden kaçınmaya özen göstermektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

Japonya'nın ordusunun olmamasının arkasında yatan sebepler, büyük ölçüde II. Dünya Savaşı'nın etkilerine ve bu savaş sonrası oluşturulan yasaların gereksinimlerine dayanmaktadır. Japonya, 9. Madde ile barışçıl bir politika izleyeceğini taahhüt etmiş ve askeri gücünü yalnızca savunma amaçlı kullanma kararı almıştır. Bununla birlikte, Japonya, uluslararası güvenlik ortamındaki değişimlere uyum sağlamak amacıyla askeri kapasitesini güçlendirmek için çeşitli adımlar atmaktadır. Japonya'nın bu dengeyi koruma çabası, hem iç hem de dış politikada büyük bir öneme sahiptir. Ordusuz bir ülke olma durumu, Japonya'nın savunma stratejilerinin temel taşlarından biri olmaya devam etmektedir.
 
Üst