Karnı tok sırtı pek ne ?

lawintech

Global Mod
Global Mod
Karnı Tok Sırtı Pek Ne?

Selam forumdaşlar,

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var, belki bazılarınıza tanıdık gelecek, belki de bambaşka duygulara dokunacak. Birçok kez düşündüm, bu hikâye üzerinde, belki de hayatın en sıradan anlarından biri gibi görünen bir mesele, aslında derinlere inildiğinde ne kadar çok şey anlatıyor. Yine de, bu yazının sonunda, belki sizler de hayatınızdaki bir noktada "karnı tok sırtı pek" diye düşündüğünüz insanları bir kez daha gözden geçireceksiniz. Bu da, belki de yazının en güzel yanı olur.

Bir Kadın ve Bir Adamın Hikâyesi

Elif, sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp, her zaman olduğu gibi evinin mutfağına yöneldi. Kahvesini hazırladı, ekmekleri kızarttı, sofrayı kurdu. Her şey olması gerektiği gibiydi; düzen, huzur, sessizlik. Fakat, son birkaç gündür, içinde eksik bir şeyler vardı. Evet, her şey yerli yerindeydi ama bir boşluk hissiyle uyanmıştı. Karnı tok, sırtı pekti; ama buna rağmen, bir şeyler eksikti.

Ali, her sabah olduğu gibi hızlıca giyinip evden çıkıyordu. İşe gitmek, hedeflere ulaşmak ve bir şeyleri başarmak için her anının değerli olduğunu düşünüyordu. "Daha fazla"yı istemek, daha fazlasını yapabilmek, ona göre hayatın anlamıydı. Elif'in mutfaktan gelen kahve kokusunu duyduğunda bir an durakladı, ardından başını sallayıp işe gitmek üzere yola koyuldu.

Dışarıdaki Görünüm, İçerdeki Duygular

Gün ilerledikçe, Elif'in içinde büyüyen eksiklik hissi daha da belirginleşti. Ali'nin her gün sabahları evden çıkarken yaptığı "hızlıca, gitme" hareketi, Elif'in yüreğinde sanki bir yara açıyordu. Gerçekten, "karnı tok sırtı pek" olan bir adamla mı evlenmişti? Birlikte olduklarında, sohbet etmeye başladıklarında, hayatları nereye gitmişti? Her şeyin sıradanlaştığı, duyguların sönmeye başladığı o döneme nasıl gelmişlerdi?

Ali'nin her zaman stratejik düşünme şekli, çözüm odaklı yaklaşımı, ona göre aşkı da "çözülmesi gereken bir sorun" gibi görüyordu. Elif'e, her zaman, "bir çözüme kavuşturmak lazım" diyordu ama Elif, bir çözüm değil, birlikte olunması gereken, hissedilen bir ilişki istiyordu. Onun için ilişkiler yalnızca başarmaktan, somut adımlar atmakla ilgili değildi. İlişkiler, anlayış, dokunuş, paylaşım demekti.

Bir gün, Elif, Ali'yi beklerken bir duvarın dibine oturdu ve derin bir nefes aldı. "Ne yapmalıyım?" diye düşündü. Aslında cevabını biliyordu: "Sadece duygularını ifade et. Konuştukça, belki bir şeyler değişir."

Kadın ve Erkek Arasındaki İnce Çizgi

Ali akşam eve döndü ve Elif'i daha önce hiç görmediği bir şekilde, üzgün buldu. Birkaç saniye sustuktan sonra, Elif'i sorularla boğmaya başladı: "Neler oldu, neyin var, neden böyle görünüyorsun? Bir sorun varsa, çözelim."

Elif, bir süre sessiz kaldı. Ali'nin çözüm arayışı onu bir noktada boğuyor gibiydi. "Çözümler çözüm değil," diye mırıldandı, "Bazı şeyleri sadece hissetmek gerekiyor, bazı şeyler söylenmeden de anlaşılmalı."

Ali bir an durakladı. İlk kez, Elif'in duygularını anlamaya çalıştı. Onun için "karnı tok sırtı pek" olmak, bir başarıydı, ama Elif için, başarı tek başına hiçbir anlam taşımıyordu. O, bir arada olmak, birlikte hissetmek istiyordu.

Duyguların Gücü

Elif, derin bir nefes alarak, Ali'ye dönüp, "Biliyor musun, bazen her şeyin düzenli ve doğru gitmesi yeterli olmuyor. Bazen hissettiğimiz şeyleri paylaşmak, anlamak yetiyor," dedi. "Hadi gel, biraz zaman geçirelim. Sadece ikimiz, sessizce…"

Ali, Elif'in bu sözlerinden sonra derin bir içsel hesaplaşmaya girdi. Evet, hayatında her şey düzene girmişti ama içindeki duygusal boşluk daha da büyüyordu. "Belki ben, Elif gibi düşünmeliyim," diye geçirdi aklından. Gerçekten karnı tok, sırtı pek olmanın bir anlamı var mıydı, eğer duygusal tatmin yoksa?

Birlikte dışarıda yürümeye başladılar. Elif, yalnızca Ali'ye bakarak değil, gözlerindeki boşluğu görerek yürüyordu. Ali, bir an için içindeki çözüm odaklı yaklaşımını bir kenara bırakıp, sadece adımlarını Elif'in yanına eşlik ederek attı. İkisi de fark etti; bazen çözüm, ne kadar güçlü olursa olsun, sadece zaman geçirmekten, bir arada olmaktan geçiyordu.

Sonuçta Neler Değişti?

O gün, iki kişi arasında çok şey değişmişti. Ali, karnı tok sırtı pek bir adam olmaktan çıkıp, sadece bir insan olmaya başlamıştı. Elif ise "Empati"nin gücünü bir kez daha keşfetmişti. Belki de, karnı tok sırtı pek olmanın derin anlamı, ilişkilerde birbirini hissetmekteydi.

Evet, çözüm bazen gerekli olabilir, ama bazen de çözüm, sadece birlikte olmaktır. Ve belki de, her şeyin düzeni kadar, duyguların gücü de her zaman önemlidir.

Sevgili forumdaşlar, sizlerin de benzer deneyimleriniz var mı? Gerçekten "karnı tok sırtı pek" olmanın içinde neler saklı? Yorumlarınızı paylaşmak isterseniz, buradayım.
 
Üst