Bengu
New member
[color=]Kokarca Ne Anlama Gelir? Bir Hikâyenin İçinden Forum Tartışması[/color]
Herkese selam. Bugün sizlerle biraz farklı bir şekilde paylaşım yapmak istiyorum. Hani bazen bir kelime sadece bir hayvanı, bir kokuyu ya da doğayı anlatmaz; aslında insanın içinde yaşadığı ilişkileri, toplumun bakış açılarını ve hatta kadınla erkeğin dünyaya yaklaşımını da yansıtır. “Kokarca” kelimesi de benim için tam böyle. Çocukken yaşadığım bir olayı anlatayım, belki siz de benzer şeyler yaşamışsınızdır.
---
[color=]Çocukluğun Sessiz Mahallesi[/color]
Kocaeli’nin kenar bir mahallesinde büyüdüm. Yaz akşamları çocuklar sokakta oynarken, evlerin önünde sohbet eden kadınlar, kahvede oturan erkekler olurdu. Bir gün mahallemize tuhaf bir koku yayıldı. Hepimiz burnumuzu kapattık. Çocuklardan biri bağırdı:
— Kokarca bu, kokarca gelmiş!
Oysa mahallemizde hiç kimse kokarcanın neye benzediğini görmemişti. Ama o anda bu sözcük, hem gizemli hem de biraz küçültücü bir anlam kazandı. O günden sonra, mahallede kavga eden, dışlanan ya da farklı davranan birine “kokarca” denilmeye başlandı.
---
[color=]Kadınların Empatisi[/color]
Mahalledeki kadınlar bu sözcüğü farklı kullanırdı. Mesela kavga eden bir çocuğa “Sen de kokarca gibi hırçınlaştın” derken aslında kızgın değil, koruyucu bir ses tonuyla konuşurlardı. Kadınların empatik tavrı, kokarca kelimesini bir hakaretten çok bir uyarıya dönüştürürdü.
Komşumuz Fatma teyze vardı. Mahallede dışlanan bir kız çocuğu için “O da kokarca gibi korunuyor, yaklaşınca hemen savunmaya geçiyor” demişti. Bu bakış açısı, empati doluydu; çocuğun kötü değil, sadece kendini savunmaya çalışan biri olduğunu anlamamızı sağladı.
---
[color=]Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı[/color]
Mahalledeki erkekler ise bu sözcüğü daha çok stratejik ve çözüm odaklı kullanırdı. Kahvede oturanlar, mahallenin sorunlarını tartışırken bazen birine “Kokarca gibi davranma, kokusunu yayarsın, sonra bütün mahalle etkilenir” derlerdi. Onlar için kokarca, bir problemi yaymadan önce çözmek gerektiğini hatırlatan bir semboldü.
Babam, bir akşam eve döndüğünde bana şöyle dedi:
— Kokarca dediğin hayvan, kendini korumak için koku salar. İnsan da öyle, çaresiz kalınca saldırır. Çaresiz bırakmazsan kimse kokarca gibi davranmaz.
Bu sözler kulağıma stratejik bir ders gibi kazındı.
---
[color=]Bir Çatışma ve “Kokarca”nın Anlamı[/color]
Bir gün mahallede iki çocuk kavga etti. Biri diğerine hakaret edince ortam gerildi. Tam o sırada kadınlar araya girdi. Onlardan biri şefkatle çocuğun omzuna dokundu:
— Sen kokarca değilsin yavrum, sadece canın acımış.
O sırada erkeklerden biri, kahveden çıkıp kavgaya yöneldi:
— Kavga yayılmadan çözün. Yoksa kokarcanın kokusu gibi bütün mahalleye sirayet eder.
İşte o an kelimenin farklı yüzleri ortaya çıktı: Kadınların ilişkisel, empatik anlam yüklemesi; erkeklerin ise soruna stratejik yaklaşımı.
---
[color=]Kokarca Bir Metafor Olarak[/color]
Zamanla anladım ki, kokarca kelimesi sadece bir hayvanı anlatmıyor. Toplumda farklı olan, dışlanan, kendini korumak için saldırgan görünen herkes için bir metafor. Mahallemizde “kokarca” dediğimiz kişiler aslında kırılgan, yalnız ve kendilerini korumaya çalışan insanlardı.
Kadınların gözünden kokarca, “duygusal yaraları olan biri”ydi. Erkeklerin gözünden ise “önlem alınmazsa herkesi etkileyen bir sorun.” İki bakış açısı birleştiğinde, kelime çok boyutlu bir anlam kazandı.
---
[color=]Forumda Tartışmaya Açılacak Noktalar[/color]
Bu hikâyeyi paylaşmamın nedeni şu: “Kokarca” kelimesi belki sizler için de sadece bir hayvan adı değil, toplumsal bir anlam taşıyor olabilir. Belki iş yerinde farklı düşünen biri “kokarca” gibi görülüyor. Belki de aile içinde kendini korumak için geri çekilen biri bu sözcükle anılıyor.
Sorular:
- Sizce bir sözcüğün hakaret mi, yoksa empati mi ifade ettiği kimin elinde şekillenir?
- Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ile kadınların empatik tavrı birleştiğinde “kokarca” gibi kelimeler nasıl daha yapıcı bir hale gelir?
- Hiç kendinizi kokarca gibi, yani yanlış anlaşılmış ama aslında sadece korunmaya çalışan biri gibi hissettiniz mi?
---
[color=]Sonuç: Kokarca’dan Öğrenilecek Ders[/color]
“Kokarca” aslında bize çok şey öğretiyor. İnsan bazen kendini korumak için kötü kokular yayabilir, kırıcı sözler söyleyebilir, sert davranabilir. Kadınların empatik yaklaşımı, bu sertliğin arkasındaki duyguyu görmemizi sağlar. Erkeklerin stratejik yaklaşımı ise bu davranışların yayılıp topluma zarar vermesini önlemeye çalışır.
Belki de kelimenin gerçek anlamı şudur: Kokarca, aslında hepimizin içinde sakladığı savunma mekanizmasının sembolüdür. Onu anlayabilirsek, hem birbirimize daha yakın olabiliriz hem de sorunlarımızı daha yapıcı bir şekilde çözebiliriz.
---
Kelime sayısı: ~830
Herkese selam. Bugün sizlerle biraz farklı bir şekilde paylaşım yapmak istiyorum. Hani bazen bir kelime sadece bir hayvanı, bir kokuyu ya da doğayı anlatmaz; aslında insanın içinde yaşadığı ilişkileri, toplumun bakış açılarını ve hatta kadınla erkeğin dünyaya yaklaşımını da yansıtır. “Kokarca” kelimesi de benim için tam böyle. Çocukken yaşadığım bir olayı anlatayım, belki siz de benzer şeyler yaşamışsınızdır.
---
[color=]Çocukluğun Sessiz Mahallesi[/color]
Kocaeli’nin kenar bir mahallesinde büyüdüm. Yaz akşamları çocuklar sokakta oynarken, evlerin önünde sohbet eden kadınlar, kahvede oturan erkekler olurdu. Bir gün mahallemize tuhaf bir koku yayıldı. Hepimiz burnumuzu kapattık. Çocuklardan biri bağırdı:
— Kokarca bu, kokarca gelmiş!
Oysa mahallemizde hiç kimse kokarcanın neye benzediğini görmemişti. Ama o anda bu sözcük, hem gizemli hem de biraz küçültücü bir anlam kazandı. O günden sonra, mahallede kavga eden, dışlanan ya da farklı davranan birine “kokarca” denilmeye başlandı.
---
[color=]Kadınların Empatisi[/color]
Mahalledeki kadınlar bu sözcüğü farklı kullanırdı. Mesela kavga eden bir çocuğa “Sen de kokarca gibi hırçınlaştın” derken aslında kızgın değil, koruyucu bir ses tonuyla konuşurlardı. Kadınların empatik tavrı, kokarca kelimesini bir hakaretten çok bir uyarıya dönüştürürdü.
Komşumuz Fatma teyze vardı. Mahallede dışlanan bir kız çocuğu için “O da kokarca gibi korunuyor, yaklaşınca hemen savunmaya geçiyor” demişti. Bu bakış açısı, empati doluydu; çocuğun kötü değil, sadece kendini savunmaya çalışan biri olduğunu anlamamızı sağladı.
---
[color=]Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı[/color]
Mahalledeki erkekler ise bu sözcüğü daha çok stratejik ve çözüm odaklı kullanırdı. Kahvede oturanlar, mahallenin sorunlarını tartışırken bazen birine “Kokarca gibi davranma, kokusunu yayarsın, sonra bütün mahalle etkilenir” derlerdi. Onlar için kokarca, bir problemi yaymadan önce çözmek gerektiğini hatırlatan bir semboldü.
Babam, bir akşam eve döndüğünde bana şöyle dedi:
— Kokarca dediğin hayvan, kendini korumak için koku salar. İnsan da öyle, çaresiz kalınca saldırır. Çaresiz bırakmazsan kimse kokarca gibi davranmaz.
Bu sözler kulağıma stratejik bir ders gibi kazındı.
---
[color=]Bir Çatışma ve “Kokarca”nın Anlamı[/color]
Bir gün mahallede iki çocuk kavga etti. Biri diğerine hakaret edince ortam gerildi. Tam o sırada kadınlar araya girdi. Onlardan biri şefkatle çocuğun omzuna dokundu:
— Sen kokarca değilsin yavrum, sadece canın acımış.
O sırada erkeklerden biri, kahveden çıkıp kavgaya yöneldi:
— Kavga yayılmadan çözün. Yoksa kokarcanın kokusu gibi bütün mahalleye sirayet eder.
İşte o an kelimenin farklı yüzleri ortaya çıktı: Kadınların ilişkisel, empatik anlam yüklemesi; erkeklerin ise soruna stratejik yaklaşımı.
---
[color=]Kokarca Bir Metafor Olarak[/color]
Zamanla anladım ki, kokarca kelimesi sadece bir hayvanı anlatmıyor. Toplumda farklı olan, dışlanan, kendini korumak için saldırgan görünen herkes için bir metafor. Mahallemizde “kokarca” dediğimiz kişiler aslında kırılgan, yalnız ve kendilerini korumaya çalışan insanlardı.
Kadınların gözünden kokarca, “duygusal yaraları olan biri”ydi. Erkeklerin gözünden ise “önlem alınmazsa herkesi etkileyen bir sorun.” İki bakış açısı birleştiğinde, kelime çok boyutlu bir anlam kazandı.
---
[color=]Forumda Tartışmaya Açılacak Noktalar[/color]
Bu hikâyeyi paylaşmamın nedeni şu: “Kokarca” kelimesi belki sizler için de sadece bir hayvan adı değil, toplumsal bir anlam taşıyor olabilir. Belki iş yerinde farklı düşünen biri “kokarca” gibi görülüyor. Belki de aile içinde kendini korumak için geri çekilen biri bu sözcükle anılıyor.
Sorular:
- Sizce bir sözcüğün hakaret mi, yoksa empati mi ifade ettiği kimin elinde şekillenir?
- Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ile kadınların empatik tavrı birleştiğinde “kokarca” gibi kelimeler nasıl daha yapıcı bir hale gelir?
- Hiç kendinizi kokarca gibi, yani yanlış anlaşılmış ama aslında sadece korunmaya çalışan biri gibi hissettiniz mi?
---
[color=]Sonuç: Kokarca’dan Öğrenilecek Ders[/color]
“Kokarca” aslında bize çok şey öğretiyor. İnsan bazen kendini korumak için kötü kokular yayabilir, kırıcı sözler söyleyebilir, sert davranabilir. Kadınların empatik yaklaşımı, bu sertliğin arkasındaki duyguyu görmemizi sağlar. Erkeklerin stratejik yaklaşımı ise bu davranışların yayılıp topluma zarar vermesini önlemeye çalışır.
Belki de kelimenin gerçek anlamı şudur: Kokarca, aslında hepimizin içinde sakladığı savunma mekanizmasının sembolüdür. Onu anlayabilirsek, hem birbirimize daha yakın olabiliriz hem de sorunlarımızı daha yapıcı bir şekilde çözebiliriz.
---
Kelime sayısı: ~830